Pazar, Aralık 18, 2005

Camcı Dükkanına Giren Filler ve Eşitlik Üzerine...

Filler konusuna gelmeden Umberto Eco'dan başlamak istiyorum. Aslında söylediklerim bu kadar farklı şekilde anlaşılmasaydı yine Umberto Eco başlıklı bir girdi yazmak isterdim ama böylesi denk geldi. Sanırım Eco ile oturup bir kahve sohbeti yapmak istemeyecek bir entellektüeli kolay kolay bulamazsınız. Diğer taraftan ( Eco ile kahve içiyor olasa da ) bir insanın birden fazla yüzü olabileceğini de unutmamak gerekir. Malum, şartlar daha farklı olsaydı belki bu gün Adolf ismi bize yalnızca 21 yüzyılın ortalarında yaşayan Avrupalı bir ressamı çağrıştıracaktı...

Pamuk konusuna gelince; Anlatabileceğim en basit biçimde anlatmaya çalışayım, olmadı anlayanlar anlamayanlara anlatsın. Birisi bana senin baban katildi, 10 Ermeni 3 Kürt öldürdü bunu kabul et derse herkesin önünde, onun bu iftirasına karşılık hakaret davası açarım. Bundan daha doğal bir hak yoktur. Bu kişi bana değil 70 milyon kişiye sizin dedeleriniz zamanında 1 milyon Ermeni , sizde 30 bin Kürt öldürdünüz derse ve bundan dolayı insanlar rencide olduysa hukuk yollarına başvurma hakları yok mudur ? Diğer taraftan konuyla ilgili her türlü şiddet içeren harekete karşı olunması gerektiğinin de özellikle altını çizmek isterim.

Ha eğer mesele bunu söyleyen adamın dünyaca ünlü yazar olmasıysa (ki öyle olmasa ortalık bu kadar ayağa kalkar mıydı ? ) işte bu en büyük ayrımcılıktır. Pespaye yazarların (ki şahıs hakkındaki sıfata tek itirazım çok hafif kalmasıdır yaptıkları karşılığında) hakkında dava açılabilir ama iyi kitap yazanların hakkında açılamaz. Bu mantık yeni değil. Birilerini kendimizden veya başkalarından üstün görüp onlara ayrıcalık tanıma isteği. Charles de Gaulle o meşhur diyalogda eğer Satre'ın 100 metre ötesinde gazete satan öğrencinin tutuklanmasına ses çıkarmayıp Satre'ın tutuklanmamasını emretmişse en büyük ikiyüzlülüğü yapmış demektir. Bilen bilir 50 li yıllarda bizde de bu zihniyet deki bazı aklı evveller, eğitimlilerin 2 eğitimsizlerin 1 oy hakkı olması gerektiğini savunmuşlar. Anlaşılan bu durum hep vardı ve ne yazik ki hep var olacak bazı zihinlerde. Büyük usta George Orwell'ın yazdığı gibi "Bütün hayvalar eşittir ama domuzlar daha eşittir" bazılarına göre.

Not: Ne bu girdimde ne de bundan öncekilerde hiç kimseyi vatan hâyinliği veya korkaklıkla suçlamadım. Bu düşüncelerimi açıklarken kullandığım bir üslup da değildir. Hiç kimsenin durup dururken bu kavramlarla suçlanmış gibi davranıp kendini mağdur hissetmesine gerek yoktur. Bu arada Emre beyin yazdıkları sayesinde "Yahu yaşda kemale ermeye başladı galiba " diye düşünürken kendimi yine genç hissettim. Kendisine teşekkür ederim. ;-)

Not2: Aslında bu girdiyi sayın başabakanımızın siyaset literatürüne kattığı veciz cümlelerin geçmişine ayıracaktım ama o da başka bir sefere.

1 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.