Pazar, Temmuz 11, 2010

Özgür Kuşlar Üzerine...

Aslında Gürer'in blog girdisine yorum olarak yazmaya başlamıştım ama laf çok uzayınca bir ayrı bir girdi olarak yazmaya karar verdim.

Sesli düşünmeye çalışacağım. Öncelikle Pardus, Debian ve benzeri dağıtımlardan farklı olarak belirli bir sponsor tarafından finanse edilen, belirli bir büyüklüğe ulaşmış (kanımca kritik eşiği aşmış) ve finanse edilmeye devam edecek bir proje. Bu bağlamda gönüllü geliştiricilerin ayrılması iş gücü olarak ciddi bir kayıp yaratmaz bence.

Hatta bugün bütün gönüllü geliştiriciler ayrılsa dahi projede çok önemsenecek bir değişim yaşanmaz. Projenin kullanıcıları zaten bu tip tartışmaların dışındalar çoğunlukla. Özellikle kurumsal kullanıcılar genel olarak tamamen habersizler camia ve topluluk süreçlerinden.

Eğer ayrılanlar gönüllü geliştiricilerin içerisinde kaliteli bir topluluksa bir süre boyunca gönüllü geliştiricilerin genel kalitesi düşer ancak kritik eşik aşıldığı için durum bir süre sonra normale döner.

Kaybedilecek olan büyüme ölçeklenebilirlik vs. değildir bana göre. İşe bu kavramlardan girilirse, proje yönetimi bunun aksini rakamlarla kısa süre içinde ispat edecektir muhtemelen.

Ama kaybedilen daha değerli bir şeymiş gibi geliyor bana. Maddi olmayan, öyle grafikle tabloyla falan gösterilemeyecek birşeyler. Projeye katkı verirken yaptığı işten zevk alan, bunu yaparken temel motivasyonu özgürlük olan geliştiricilerin kaybedilmesi demek, projenin her durumda ona doğruları çekinmeden söyleyen ve onun özgürlüğünü karşılığında hiçbirşey beklemeden savunan dostlarını kaybetmesi demektir bence.

Hele ayrılanların ardından "Biz süreçlerimizi başkalarına göre mi belirleyeceğiz" ve "Giden gider kalan sağlar bizimdir" türünden yaklaşımlar kalan geliştiricilerle bağları zayıflatmaktan başka bir sonuç doğurmaz. Bu durum değişmediği takdirde bunun sonuçları bugünden yarına da çıkmayacaktır ortaya .

Yalnız kamu ( Başbakanlık, UEKAE, DPT ne dediğiniz fark etmez ) tarafından fonlanan bir proje olduğunu da unutmamak gerekir Pardus'un. Malum devlet de genel olarak sahip olduğu otoriteyi bulabildiği her boşlukta arttırmaya çalışan bir yapıya sahip ülkemizde.

Bu gün özgürlüğü savunan gönüllüler bu projeden kopmaya devam ederse ve projenin büyüklüğüne güvenilip bu durumu değiştirmek için gerekenler yapılmazsa, yarın bu günkü yönetim kadar özgürlük kaygısı olmayan başka birileri bu projenin büyüklüğüne güvenerek ayrılacak 3-5 kişiyi önemsemeyip onu kendi tekellerine aldığında, Pardus'un yalnızca adı ve kodları kalır geriye ve sizin özgürlüğünüzü savunacak kimse kalmamış olabilir ortalıkta. Üstelik bu vaka ilk de olmaz, son da olmaz yalnız ve güzel ülkemde.